Avukatların ekonomik sorunlarının gittikçe ağırlaştığını belirten Özdemir, “Bizim tek başımıza yapabileceğimiz bir çalışmayla bu sorun çözüme kavuşmaz. Bu noktada siyasi iktidarın iradesi önemli. Ancak birçok kazanımımızı kaybetmek üzereyiz. Zaten hukuk fakültelerinin çoğalmasıyla birçok kazanımımızı kaybettik. 2024 yılında avukatlık mesleğine kabul artık sınavla gerçekleşecek. Avukat sayısındaki artışın bu sınavla birlikte durması söz konusu olacak ama hukuk fakültelerinden mezun olan kişileri ne yapacağız? Bu ayrı bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle baroları zor günler bekliyor. Bu konuda siyasi iradenin nasıl bir yol izleyeceğini bizler de izleyip göreceğiz” şeklinde konuştu.
“AVUKATLAR MESLEKLERİYLE ÖZDEŞLEŞTİRİLİYOR”
Avukatlara yönelik olarak gittikçe artan şiddet eylemlerinin önlenmesi konusunda toplumsal bilincin oluşması için gazetecilerden destek beklediğini ifade eden Baro Başkanı Özdemir, “Şiddet her yerde var. Kadına, çocuğa yönelik şiddet. Bununla birlikte avukatlara yönelik şiddet de her geçen gün artıyor. Avukatlar meslekleriyle özdeşleştiriliyor ve hem fiziksel, hem de sözlü şiddete maruz kalıyor. Savunmaya yapılan şiddeti önlemek için gazetecilerden hassasiyet göstermesini rica ediyorum. Kamuoyunun avukata yönelik algısının sizler sayesinde değişebileceğini düşünüyorum. Bu konuda sizlerden destek bekliyoruz” ifadesini kullandı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DAVASININ TAKİPÇİSİYİZ”
Mersin Barosu’nun bünyesinde bulunan Kadın Hakları, Çocuk Hakları, İnsan Hakları, Avukat Hakları ve CMK Merkezi’nin faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapan Baro Başkanı Gazi Özdemir, “Gerek Mersin özelinde ve Türkiye genelinde kadına yönelik şiddet, çocuğa şiddet, cinsel istismar olaylarında Mersin Barosu aktif görev almaktadır. Kadın hakları ve çocuk hakları konusunda etkin çalışmalar yapmak için yereldeki tüm belediyelerimizle ortak protokol imzaladık. Destek veren, katkı sunan tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin Mersin Barosu olarak iptal davası açmıştık ancak reddedildi. İstanbul Sözleşmesi’nin yaşaması için bu davanın takipçisi olmaya devam ediyoruz. İnsan Hakları Merkezimiz, hak mağduriyetini önlemek için çalışmalar yürütüyor. Avukat Hakları Merkezimiz ise, avukatlarımızın görevlerini icrası nedeniyle yaşadıkları hak ihlallerini önlemek ve mesleki dayanışmayı artırmak için çalışmalar yürütmektedir” diye konuştu.
“ZORUNLU ARABULUCULUK SİSTEMİNE KARŞIYIM”
Zorunlu arabuluculuk sistemine de değinen Özdemir, “Arabuluculuğun kapsamı genişletiliyor. Tüketici uyuşmazlıklarında, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ve ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk var. Buna aile hukukundan ve kira ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıkları da dahil etmeyi düşünüyorlar. Ben bir hukukçu olarak ben zorunlu arabuluculuğa karşıyım. İhtiyari arabuluculuk alternatif çözüm yolları arasında yer alabilir. Ama ben bir dava açacaksam neden öncelikle arabulucuya başvurmak zorunda kalayım? İstatistiklere bakıldığında, ihtiyari arabuluculuğun başarı oranı, zorunlu arabuluculuğun başarı oranından çok daha fazla” diye konuştu.
“DOSYALARIN GİZLİ BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUM”
Baro Başkanı Gazi Özdemir, avukatların dosya incelemelerinde yaşadığı engellemelere değinerek, “Gizlilik kararı alınan davalarda avukat olarak hiçbir şeye hakim olamıyorsunuz. Sadece müvekkilinizin size verdiği beyanlarla o dosya ile ilgili bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Ancak dava açıldıktan, iddianame kabul edildikten sonra o dosyanın içeriğini görüp ona göre hazırlanma şansına sahipsiniz. Bu konu, avukat olarak beni rahatsız eden bir konu. İddia makamının tabii ki kendine göre birtakım tedbirler alması noktasında hassasiyeti olabilir. Ancak bir avukat olarak dosyaların gizli bir şekilde yürütülmesini doğru bulmadığımı ifade ediyorum” dedi.
TEPE: “MERSİN BAROSU İLE RESMİ PROTOKOL YAPABİLİRİZ”
Daha sonra konuşma yapan Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı R. Kaya Tepe ise, “Mersin Baromuz çok önemli bir kurum. Türkiye’deki tüm barolar, önemli bir görev ifa ediyorlar. Baro demokrasi demek, özgürlük demek, hak savunucusu demek, adalet demek. Biz meslek olarak, birbirine çok yakın meslekleriz. Gazeteciler de kamu adına görev yapıyorlar, vatandaşın hakkını kamu adına savunuyorlar. Biz Mersin Barosu ile her zaman çok sıkı ilişkiler içerisinde olduk. Düşünce ve vicdani olarak hep bizlerle birlikte oldular. Biz bundan sonraki süreçte bunu resmi protokol haline getirebiliriz. Hangi gazetecinin hangi hukuki konuda sorunu varsa, Mersin Barosu her zaman yanımızda oluyor. Mersin Barosu yönetimine yeni görevinde başarılar diliyorum” ifadesini kullandı.